Kuraklığın Etkileri ve Alınacak Tedbirler

Kuraklığın Etkileri ve Alınacak Tedbirler

KURAKLIĞIN ETKİLERİ VE ALINACAK TEDBİRLER

Prof.Dr. Mustafa ERAYMAN

Son günlerdeki hava raporları pek iç açıcı görünmüyor. Yüce dağlar beyaz değil bu sene! Benzer tabloları geçmiş yıllarda da yaşadı insanoğlu ancak nüfus arttıkça kuraklığın etkilerini daha da acı hissedeceğiz gerekli önlemleri almazsak. Tabi bunun çarpan etkisi tüketicilere kadar yansıyacak kuraklık devam ederse. Gelişmiş ülkelerde kuraklık ve ekonomi arasında ilişki kuvvetlidir ve yağışa bağlı kuru tarımın bu ülkelerde üretim, istihdam ve gelirde ekonomiye katkısı %70’in üzerindedir (1). Kuraklık bitkinin çimlenmesinden, çiçeklenmesinden olgunlaşmasına dolayısıyla verime kadar tüm süreçleri etkilemektedir. Bitki boyu, bitki biyokütlesi ve verimin kurağa en hassas özellikler olduğu iyi bilinmektedir.

Kuraklığın etkisini inceleyen 1980-2017 yılları arasında yapılan yüzlerce çalışmada kurağa maruz kalmanın buğday, mısır ve domates verimini %45’e kadar azalttığı bulunmuştur (2). Şüphesiz yağışların azalması en çok kuru tarım yapan buğday, arpa, yulaf gibi tahıl üreten çiftçilerimizi daha derinden etkileyecektir. Kuraklık, şiddetine göre buğday verimini %17-70 oranlarında azaltmaktadır (3). Mısır ve buğdayda yapılan başka bir çalışmada yaklaşık %40 oranında su eksikliğinin %20,6 kadar verim kaybına neden olduğu bulunmuştur (4).

Türkiye’nin de içinde olduğu dünyanın en çok buğday üreten on ülkesi dünya buğday üretiminin %57’sini karşılamaktadır (5). Buğday üzerinde kuraklığın olumsuz etkisi 1964-1984 yılları ile 1985-2007 arasında karşılaştırıldığında ikiye katlamıştır (6, 7). Yapılan bir çalışmada eğer gerekli önlemler alınmazsa bu yüzyılın sonuna kadar, buğday üretim alanlarının %60’ı şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir (????. Aynı çalışmada Türkiye’nin şiddetli kuraklıktan en çok etkilenen ülkelerin başında geleceği belirtilmektedir.

Türkiye’de günümüzde kullanıma elverişli suyun %79’u tarımsal sulamada tüketilmektedir ve önümüzdeki 25 yılda su ihtiyacımız bugünün 3 katı olacaktır (9). Halen ülkemiz tarım alanlarının %37,3’ünün yarı kurak bölge olması önümüzdeki kuraklık tehlikesinin önemini ortaya koymaktadır. Bu yarı kurak bölgelerde daha çok tarımı yapılan buğdaydaki dramatik verim kayıpları en temel gıdamız olan ekmek ve makarna dahil birçok gıda endüstrisi faaliyetlerini ve ekonomimizi olumsuz etkileyecektir.

Bu nedenle suyumuzu çok dikkatli kullanmamız ve gerekli önlemleri almamız zaruri olacaktır. Yapılan çalışmalarda kuraklığa KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİ aşağıdaki şekilde sıralanabilir (10):

KURAĞA DAYANIKLI BİTKİLERİN YETİŞTİRİLMESİ: Su ihtiyacı az olan bitkiler ekilmelidir ancak buğday tarımı yapılan yerlerde alternatif başka bir bitki bulmak zordur çünkü buğday kuraklık dahil aşırı iklim şartlarına uygun ve ticari potansiyeli olan bitkilerin başında gelmektedir. Bu nedenle kurağa dayanıklı buğday çeşitleri seçilmelidir. Piyasada kurağa dayanıklı çeşitler bulunsa da daha dayanıklı olanlar için araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. Bunun yanında erken ekim yapılarak olası erken yağışlardan yararlanılarak bitkilerin yeterli su alması sağlanabilir.

TOPRAK ORGANİK MADDESİNİ ARTIRILMASI: Organik maddenin artırılmasında en önemli maddelerden biri de humik maddelerdir. Humik-fulvik asit uygulamaları toprağı gözenekli hale getirerek su tutma kapasitesini artırır gübrenin yıkanması önler. Hayvan gübresi ve yeşil gübreleme de toprağın organik maddesini artırmada kullanılsa da çok daha fazla işçilik alet ekipman gerektirip özensiz yapıldığında yabancı ot sorununa yol açabilmektedir.

TOPRAK İŞLEMESİZ TARIM: Anıza ekim olarak ta tabir eden bu uygulamayla toprak derin işlenmeden ekim yapılmaktadır. Uzun vadede toprağın organik madde ve verimliliğini artıran bu yöntemi kullanmak için ise anıza ekim yapabilen güçlü traktörler veya ekipmanlara ihtiyaç vardır.

TASARRUFLU SULAMA: Ülkemizde salma sulama ve yağmurlama sulama çok fazla yapılmaktadır. Bunun yerine damla sulama, toprak altı micro sulama gibi suyu %60-80 daha tasarruflu sulama sistemleri kullanılabilir. Kısa vadede pahalı yatırımlar içerse de bu tür sulama yöntemlerinin verim de sağladığı artış kısa sürede verim artışı ve kazanca dönüşmektedir. Diğer yandan çiftlik ve tarlaların yanına suyu depo edecek göl ve bentler kurularak ihtiyaca göre sulama yapılmalı, ahırlardaki hayvanların da suya erişimi kolaylaştırılmalıdır.

SIVI GÜBRELEME: Bitki beslemede sıvı gübrelemeye ağırlık verilmelidir. Sıvı gübrelerin bitkiler tarafından alınması granül veya katı gübrelere göre 10-20 kat daha fazla olup bitki ve toprağın her yerine eşit derecede uygulanmakta bu nedenle verim artışına sebep olmaktadır. Ayrıca tarım ilaçlarıyla birlikte karıştırılarak uygulanan sıvı gübreler işçilik ve zaman yönünden önemli tasarruflar sağlayabilmektedir. Eşit olarak dağılmayan katı kimyasal gübreler anormal kök büyümesi yaparak bitkilerin sudan yararlanmaları azalır. Sıvı gübreleme yaparken de hava şartları dikkate alınarak buharlaşmanın en az olduğu dönemler seçilmelidir.

ETKİLİ ÇİFTLİK YÖNETİMİ: Çiftlik ve tarlaların yanına suyu depo edecek göl ve bentler kurularak ihtiyaca göre sulama yapılmalı, ahırlardaki hayvanların da suya erişimi kolaylaştırılmalıdır. Gölgelikler ve hayvanları serin tutacak havalandırma ve pervane sistemleri ahırlara kurulmalıdır. Rotasyonlu otlama yaparak çayır meralara verilecek zarar azaltılmalıdır.

İLETİŞİM, ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME: Kuraklığa karşı farkındalık programları yapılmalı ve suyu etkin kullanım yöntemleri anlatılmalıdır. Kanun koyucuların da bunlara paralel uygulamaları gerekirse zaruri hale getirecek mevzuatları faaliyete geçirmelidir. Erken uyarı sistemleri ve akıllı tarım sistemleri çiftçiler arasında yaygınlaştırılarak sıcaklık gibi aşırı iklim şartlarına karşı önceden tedbirler alınmalıdır. Sıcaklı ve kuraklığın olumsuz etkilerini bertaraf edebilecek bitki, hayvan çeşitleriyle beraber diğer teknolojik ve mekatronik alet ve ekipmanlar geliştirilmelidir.

Sonuç olarak kuraklık tarım ve hayatı etkileyen en önemli faktördür. Şu unutulmamalıdır ki önümüzdeki kuraklık tehlikesi bu sezona ait olmayıp uzun yıllar canımızı ve cebimizi yakacak niteliktedir. Bu nedenle hem tarımda hem de günlük hayatımızda suyu etkin kullanmanın yollarını bulmalı ve derhal uygulamalıyız.

Eşref Şekerli firması olarak kuraklık konusunda farkındalık oluşturma ve çiftçilerimize yardımcı olma misyonumuz çerçevesinde çiftçilerimizi suyu tasarruflu kullanmaya ve yukarıda saydığımız önlemlere hassasiyet göstermelerini istiyoruz.

Hayırlı, bereketli ve yağışlı bir sezon dileğiyle…

*Bu makale Prof.Dr. Mustafa ERAYMAN tarafından hazırlanmıştır. 29 Aralık 2020. Eşref Şekerli Danışmanlık Hayvancılık ve Tarım Ürünleri Ticaret Limited Şirketi. Yavuz Selim Mahallesi Küçük Sanayi Sitesi Marangozlar Caddesi No:25/A Dulkadiroğlu/Kahramanmaraş.

Web: https://www.esrefsekerli.com

Çağrı merkezi Tel: +90212 709 4610.

Whatsapp servis hatları:

https://wa.me/905551404610 Onur

https://wa.me/905551404617 Burak

https://wa.me/905551404611 Selçuk

https://wa.me/905551404619 Hacı Vehbi

https://wa.me/905551404615 Fatih.

https://wa.me/905551404614 Mustafa

https://wa.me/905523904620 Taner

 

Etiketler: kuraklık, kuraklık etkileri, tedbirler
Kasım 29, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.